HIRSIZIN ELİ KESİLECEK Mİ?
YAVUZ HIRSIZ...
Hırsızın eli kesilecek mi?
Şu günlerde gelişen tartışmalara katkı babında bir makale kaleme almaya
karar verdim. Birkaç gün boyunca, bu hususları ele alacağım. Kur’an’a göre hırsızın eli kesilecek mi? Evet! Kesilecek. Hatta bu dinin önemli yaptırımlarından biridir. Hırsızın
elini kesmeliyiz! Bu konuda en ufak bir endişe ve geri adıma mahal verilmemelidir. Bu anayasal bir yaptırıma dönüşmelidir. Tüm bu izahlardan sonra; “gelelim hayati soruya..” Kur’an’a göre hırsız
kimdir? Aç kaldığı için bankayı soyan adam mı? Yoksa bankayı açan adam mı? Gelin birlikte tahlil edelİm..Bu ayet, Maide suresinde geçen bir ayettir. Kur’an’ın “son surelerinden
biri olan”, Mekke devriminden sonra gelmiş olan, “sofra manasına gelen” Maide suresinde geçer. Yani tefeci-bezirgan sistemi yıkılmış, köleler hürleştirilmiş, sofra kurulmuştur. Ve surede, bu sofranın düzenini bozacak durumlar anlatılır. Sure bir çok “yaptırımla başlar.” Eski düzenin hortlamaması adına yapılması
gerekenleri anlatarak girizgah yapar. Hacc, Salat, Nikah, Mal bölüşümü, Avlanma, Savaş hukuku gibi bir çok konuda son sözler söylenir. Bu sure, Kur’an’ın “sonsöz” bölümüdür. Surenin 11. Ayetinde; “mücadele döneminde Müslümanlara uzanan mütecaviz
ellerin, Allah tarafından çekildiği” ifadesi kullanılır. Allah, müşriklerin ellerini çekmiştir/kesmiştir. Nasıl olmuştur bu? “Ağır yenilgi yaşatarak olmuştur…” Gelelim “bahis konusu ayete;”
İlgilileri için arapça telaffuzunu paylaşacağım;
Ves sâriku ves sârikatu faktaû(… bir nedenden ötürü kesin)
eydiyehumâ(yedd/ellerini) cezâen bimâ kesebâ(mal toplayan/biriktiren) nekâlen minallâh(minallâhi) vallâhu azîzun hakîm(hakîmun). Ayette geçen “i’ktau” ifadesi, bir nedenle ilişkili olarak kesmek şeklinde
kullanılır. Başına “f” getirilir. Bir nedenle doğrudan ilişkilendirilir. Bu fiile neden olan işi, “cezanın nedenini ifade eden” bima takısından sonraki kelimede ararız. Bu kelime nedir? “keseba..” Türkçesi, biriktirmek demektir. Kur’an’da kesb kelimesinin geçtiği, herkesin bildiği bir sure vardır; Tebbet suresi. Hatırlayalım; “Kahrolsun Ebu leheb’in iktidarı kahrolsun! Malı malı kurtartı onu, ne de
KESB ettiği (topladığı)…” Tebbet suresinde geçen kesb kavramı ile “hırsızın elini kesin” ayetinde
geçen “kesb” kavramı aynıdır. Tebbet suresinde; “güç, mal, otorite”yi elinde TOPLAMA/KESB ifadesi vardır. Dolayısı ile bu sure icabı, Ebu Leheb’in eli kesilmelidir. Ebu Leheb’in aç bıraktığı, bu nedenle ekmek çalan adamın değil… Ebuzer’in şu ünlü sözünü hatırlayınız; Evinde yiyecek ekmeği bulunmadığı halde, kılıcını çekip; sokağa fırlamayan
adamın aklına şaşarım!! (Hz.Ebuzer El Gıffari) Bir diğer noktaya değinelim. Yukarıda “latin harfleri ile yazılmış metinde”
gördüğünüz ve el olarak çevrilen “eyd sözcüğü, yed kavramının çoğuludur.” Lügatlerde yer kelimesine “el” manası katılmasının temel anlamı, bu kavramın “iktidar, zenginlik, güç, otorite” manalarına gelmesidir. Bu kavram son derece kinayelidir. Bir adamın elini kesmek; “vücudunda yer alan elini kesmek manasına gelmeyeceği gibi, bu kinayeli kavramın kullanımı hasebi ile, iktidarını, otoritesini, güç ve imkanlarını kesmek manasına gelir. Şimdi dikkat! Arapçada çoğul üçten başlar. Bir insanda ikiden fazla el
olmadığına göre, ne kesilecek? Cevabı basittir. İktidar, güç, otorite.. Dolayısı ile “kesb/mal toplama” durumu, metne adapte edilmiştir.
Şu halde, ayetten “organik bir el kesme çıkmaz. Çıksa dahi, bu el; bankayı
soyan garibanın eli değil, bankerin elidir…” Günümüze kadar gelen uygulamaların tesiri ile meseleye yaklaşmaktan ziyade,
bu açıdan bakmanızı öneririm. Lakin, bu tahlil; işin özüdür. |
Yazının tümü link :(https://www.erenerdem.net/detay.asp?id=262) |
|