Meratatib -i süluk HAK YOLUNDA MERTEBELER
HAK YOLUNDA 100 BASAMAK
1.BASAMAK YAKAZA! UYANIK OLMA HALİ..
Hak Teâlâ bir
hadis-i kudsî'sinde Davud (as)'a hitaben şöyle buyurdu:"Ey Davud!
Uyanık ol... Din kardeşine karşı yumuşak davran. Sana, benim isteğim
doğrultusunda itaat etmeyene ve seninle muvafık olmayana dost ol ma. Çünkü o
senin düşmanındır.Buradaki
yakazadan (uyanıklıktan) murad, gaflet uykusundan kurtulmaktır. Ve cehaletten
berî olmaktır.
Salike evvela
lâzım olan şey; gaflet uykusundan uyanması ve Hak için, onun rızası
doğrultusunda kıyama kalkmasıdır. Nitekim Allah-u Teâlâ Habibine hitaben şöyle
buyurmuştur:
"Ey
Muhammed! Sen onlara şöyle de: 'Size birtek öğüdüm var. İkişer ikişer ve teker
teker Allah'a yönelin. Sonra düşünün. Arkadaşınızda delilikten hiç bir eser
yoktur. O, şiddetli bir azabın gelip çatmasından önce sizi uyaran bir
peygamberden başka birşey değildir." (Sebe, 46)
Şurası hiç
şüphesiz ki, insan, fıtratı icabı gaflet uykusuna ve bunun muktezası olarak da
cehalete daha fazla meyyaldir.
Canımız Hak ile uyanık olmazsa uyanıklık bizim için iki dağ arasındaki boğaz ve geçit
gibidir.Resulullah
efendimiz(sav) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardı: "insanlar
uykudadır. Öldükleri zaman uyanırlar." Yani, insanlar ekseriya gaflet
uykusudadırlar. Ve dinin emirlerini her dem uyanık olarak huzur-u kalb ile yeri
ne getiremezler. Bir kimsenin kalbi ve ruhu uyanık ve bilgili olursa, o zahiren
(görünürde) uyuşa bile, o ehl-i tahkikin nazarında uyanıktır. Ve ona uyuyor
denilmez. Zira onun uyuması, Hz. Peygamberin uyuması gibidir. Nitekim Hz.
Peygamber(s.a.v.) şöyle buyurmuştur: "Benim gözlerim uyusa bile kalbim ve
ru hum Rabbimden haberdar ve uyanıktır." Ruhun ve kalbin bîdar (uyanık)
olması ve bu uyanıklığın istikrarlı olarak devam etmesi için bir üstad'a
ihtiyaç vardır. Onun va'z ve nasihatleri talip olan salikin ruhî melekelerini
geliştirir. Bu geliş melerle beraber kalbî inkişaflar zuhur eder. Bu zuhurlar
saliki daima uyanık tutar. Bu sayede, salik, hangi derecede ve makamda olduğunu
anlamakta güçlük çekmez. Hangi mertebede olduğunu müşahede etmesi onun aynı zamanda
neye ihtiyacı olduğunu ve eksiğini nasıl kapatması gerektiğini ihsas eder.
Uyanıklı ğın en makbulü, sâlikin nefsine ait fesâid ve mâsiyetleri görmesi ve
onları izâle etmeye çalışması hususundaki uyanıklığıdır. Ve akabinde tevbe ve
istiğfara koşabilme isteğidir.