TEODİSE kötülük problemi...ATEİSTLERE CEVAP-2
GERÇEKLER SADECE GERÇEKL
Felsefede Teodise yani kötülük problemi başlığı altında bazı şeyler tartışmalara sıkça rastlanmaktadır. Bazı insanlar neden doğuştan engelli olurlar? Bazıları neden ömür boyu hastalıklardan yakasını bir türlü kurtaramaz? Bazıları gayet müreffeh bir hayat sürerken bazıları neden bir lokma ekmeğe muhtaç ve perişan bir halde yaşıyor? Bu gibi sorular uzar gider. İnanmak istemeyenler buna şöyle bir formül bir geliştirmişlerdir:
Allah kötülüğü önlemek istiyor da gücü mü yetmiyor?
Öyle ise O, güçsüzdür.
Yoksa gücü yetiyor da kötülüğü önlemek mi istemiyor?
Öyle ise O, iyi niyetli (ve Rahim) değil midir?
Hem güçlü, hem iyi ise, âlemde bu kadar kötülük nasıl oldu da var oldu? (David Hume)
Biz Müslümanlar ise hayatı baştan sona bir imtihandan ibaret kabul edip öyle inandığımız için bu meseleyi de bu kapsamda düşünürüz. Doğuştan engelli olan bir insan herhangi bir suçtan dolayı böyle doğmamıştır. Kendi elinde olmayan bir sebepten dolayı bundan sorumlu da değildir. Ama hem kendisi bu durumuyla imtihan edilmektedir hem de bizzat o, çevresindekiler için imtihan aracı olmaktadır. Öz babasının tecavüzüne maruz kılan bir kızcağız da bundan dolayı asla sorumlu tutulmayacaktır. Ama bu durum hem onun için bir imtihandır hem de ona karşı takınılacak tutumları tespit edebilmek için çevresindekilere bir imtihan aracı... Zira o kızcağız artık o haliyle topluma emanet edilmiştir. Tıpkı anasız babasız kalmış yavrucaklar gibi... Allah anne ve babalarını alarak –hâşâ- onlara zulmetmiş değildir! Onları diğer çocukların yaşamadığı psikolojik travmalara maruz bıkarak da zulmetmiş değildir. Ama bunlar hayatın birer gerçekleri. Hayat=imtihan. Herkesin hayatı farklı olduğu için imtihanı da farklı oluyor haliyle... Aşağıdaki ayetler bu gerçeğe işaret etmektedir.
“Sizi biraz korku, biraz açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltme ile yıpratıcı bir imtihandan geçireceğiz; bundan kaçış olmaz. Sen sabır gösterenlere müjde ver. Onlar, başlarına bir sıkıntı gelince şöyle derler: "Biz, Allah'a aidiz. Zaten, ona döneceğiz". Onların üzerinde Rablerinin verdiği olgunluklar ve bereket bulunur. Yola gelenler işte onlardır.” (Bakara 2/155-157)
"Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenlerin bir benzeri başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi hesap ediyorsunuz?. Onları aşırı baskılar ve büyük zorluklar öylesine sarmış, öylesine sarsılmışlardı ki, Allah’ın elçisi ve beraberindeki müminler: "Allah’ın yardımı ne zaman?" deme durumuna gelmişlerdi. Bilin ki, Allah'ın yardımı yakındır." (Bakara, 2/214)
“Hanginizin daha iyi amel işlediğini denemek için ölümü ve hayatı yaratan O'dur. Ve O, güçlüdür, bağışlayandır.” (Mülk, 67/2)
"Her canlı, ölümü tadar. Bir deneme olarak sizi hayırla da, şerle de imtihan ederiz. Ve siz, ancak bize döndürüleceksiniz." (Enbiyâ, 21/35) "Ben insanları ve cinleri sadece bana kulluk etsinler diye yarattım." (Zariyat, 51/56 )
“Andolsun ki içinizden cihad edenlerle sabredenleri belirleyinceye kadar ve söylediğiniz sözlerin doğru olup olmadığını açığa çıkarıncaya kadar sizi imtihan edeceğiz.” (Muhammed, 47/31)
(İmtihan sayesinde) “Elbette Allah, sadakat gösterenleri ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır.” (Ankebut, 29/2-3)
Peygamberimizin de şöyle dediği nakledilmektedir:
"Şu iman ehlinin işine şaşmamak mümkün değil; bütün işleri hayırlı - bu da yalnız mü'mine mahsustur-, başına sevinecek bir iş gelse şükreder ve hakkında hayır olur; başına bir zarar gelse sabreder bu da onun için hayır olur." (Müslim, Zühd, 64. )
ER..