TEVHİD ..
TEVHİD NEDİR NE ANLAMALYIZ?
Allah (cc), Tevbe Sûresinde (6)“Onlar, Allah'ı bırakıp bilginlerini ve rahiplerini Rabler (ilahlar) edindiler…’’ buyurunca Adiy b. Hâtem bunu anlayamamış ve “Biz rahip ve âlimlerimize (reislerimize) ibadet etmiyorduk, onlara secde etmiyorduk (onları rab olarak kabul etmiyorduk)” diye itiraz etmişti. Allah Resulü (SAV) de ona “ Rahip ve âlimleriniz size Allah’ın helallerini haram, haramlarını da helal yapmadılar mı? Siz de onların helal dediğine helal, haram dediğine haram demediniz mi”? buyurmuştu. Adiy b. Hâtem “Evet” diye cevap verince Efendimiz (SAV): “İşte bu onlara ibadetin ta kendisidir.” diyerek ibadetin ve Rabbin manasını açıklamıştır. Efendimiz (SAV)’in âyeti tefsirine göre bir insan ya da bir kurum Allah’ın helal yani serbest ettiğini haram yani yasak ederse: ya da bunun tersine Allah’ın yasakladığını serbest bırakırsa bu Rab olduğu iddiasında bulunmaktır. Böyle haddini aşan birine itaat edenler de onun kuludurlar ve ona yaptıkları itaat ise ona ibadet hükmündedir. Ona secde etmeseler de
Tevhid inancı sadece Allah’ın hakkını teslim eden bir inanç değil aynı zamanda insanın kullara kul olmasını engelleyerek insanın onurunu ve şerefini koruyan bir inançtır. İnsan, kendini yaratan ve rızkını veren Allah’a itaat eder; onun kendisi için koyduğu kanunlara bağlı kalırsa hem birçok sorunlarla karşılaşmaktan kurtulur hem de bu onun şeref ve onuruna bir zarar vermez. Ama kullara itaat edecek olursa hem dünyanın şu anda karşılaştığı ve karşılaşacağı binlerce sorunu ile karşılaşır hem de kullara kulluk yaptığı için insanlık şeref ve onurunu kaybeder.
Tevhid sadece bir söz ve bir inanç değildir o aynı zamanda bir hayat nizamını ifade eder ve hayatını değiştirmek istemeyenler, özellikle toplumu sömüren kodamanlar bu yüzden bu inancı reddetmişlerdi. Tevhid sadece bir inanç olsaydı bu kadar şiddetli muhalefet etmezlerdi. İslam düşmanlarının tevhidi sadece inanç, İslam’ı ise sadece ibadet ve ahlâk esasları olarak anlayan, daha doğrusu İslam’ı anlamayan Müslümanlara muhalefet etmedikleri ama İslam’ı bir hayat nizamı olarak anlayan ve İslam’ı hayata hâkim kılmak isteyen Müslümanlara ve cemaatlere ise çok şiddetli düşmanlık yaptıklarını görmüyor muyuz?
Tevhid doğrudur ve haktır. Çünkü;
1.Madem her şeyin yaratıcısı, rızık vereni, idare edeni Allah’tır. O halde O’nun dediği olmalıdır ve bu Allah’ın hakkıdır, bunu vicdan da kabul eder, hatta söyler. Bunu kabul etmeyenin ya vicdanı yoktur ya da vicdanının sesini duymak istememektedir. Allah’ın dışında birinin ise “benim dediğim olsun” demeye hakkı yoktur ve olamaz.
2.Madem en iyi bilen Allah’tır, O’ndan daha iyi bilen yoktur, o halde O’nun dediği olmalıdır. Bu, aklın da kabul ettiği ve etmek zorunda olduğu bir gerçektir. Bunu kabul etmeyenin ya aklı yoktur ya da aklının sesini duymak istememektedir.
Allah’ın koyduğu hiçbir hükümde hata yoktur ve bu nedenle değiştirmeye de ihtiyaç duyulmaz. Ama insanların koyduğu kanun ve esaslarda hatalar olmakta ve 5-10 yılda bir değişiklik ihtiyacı doğmaktadır. İnsanı hakkıyla tanıyamadığı ve ğaybı da bilmediği için, her gün yeni bir kanun koyarak, toplumu üzerinde deneyler yapılan beyaz bir fare gibi kobay olarak kullananlar ve topluma zarar verenler bunun hesabını kıyamet günü veremeyeceklerdir.
Müslümanlar tevhidin manasını unuttukları ya da öğrenmedikleri gün hayat kanunlarını ve medeniyet esaslarını başkalarından almakta bir mahzûr görmediler. Önce batılıların âdet ve göreneklerini, sonra kültür ve sanatlarını, daha sonra kanun ve ahlâk ölçülerini, en sonunda da inanç ve nizamlarını aldılar.
Çünkü tembellik yapıp görevlerini yapmadıklarından dolayı batı dünyasından geride kalmışlardı. Mağlubiyet psikolojisi ve aşağılık kompleksi içindeydiler. Geri kalmalarının gerçek sebebini bulup önlemler alacaklarına işin kolayına kaçtılar ve Allah (cc), peşinden gittiğimiz batının eliyle tokatlayarak ümmeti uyandırdı. …(kısaltılmış Alparslan KUYTUL-ALINTIDIR)